Naci Görür’den Şok Uyarı: 250 Yıllık Suskunluk Korkunç Felaketin Habercisi mi?
Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Bingöl’de katıldığı konferansta Yedisu Fayı’nın kritik durumuna dikkat çekerek, bölge için acil eylem çağrısında bulundu. Görür, fay hattının 250 yıllık periyodunun dolduğunu ve deprem riskinin “eli kulağında” olduğunu vurguladı.
YEDİSU FAYI NEDEN BU KADAR TEHLİKELİ?
Yedisu Fayı, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın (KAF) doğu ucunda yer alıyor. Prof. Dr. Naci Görür, bu fayın ortalama 250 yılda bir kırıldığını, son büyük depremin ise 1784 yılında yaşandığını belirtiyor. Bu da fayın uzun süredir enerji biriktirdiği ve kırılma olasılığının çok yüksek olduğu anlamına geliyor. Uzmanlar, Yedisu Fayı’nda meydana gelecek bir depremin, bölgedeki birçok ili doğrudan etkileyebileceği ve büyük bir yıkıma yol açabileceği konusunda uyarıyor.
1939 ERZİNCAN DEPREMİ YEDİSU’YU NEDEN TETİKLEMEDİ?
Görür’ün dikkat çektiği bir diğer önemli nokta ise, 1939 Erzincan Depremi’nin Yedisu Fayı’nı kırmamış olması. Bu durum, fay üzerindeki gerilimin daha da arttığı ve deprem riskinin katlanarak yükseldiği şeklinde yorumlanıyor. Normalde büyük bir depremin, çevredeki fay hatlarında da hareketlenmelere yol açması beklenirken, Yedisu Fayı’nın bu büyük depremden etkilenmemesi, potansiyel bir felaketin habercisi olarak görülüyor.
KOMŞU FAYLARIN ETKİSİ NE OLACAK?
Yedisu Fayı’na komşu bölgelerde meydana gelen depremlerin, bu faya enerji transfer edebileceği ve kırılma riskini artırabileceği belirtiliyor. Bu durum, bölgedeki sismik aktivitenin yakından takip edilmesi gerektiğini gösteriyor. Uzmanlar, küçük ölçekli depremlerin bile Yedisu Fayı’nı tetikleyebileceği ve büyük bir depremin öncüsü olabileceği konusunda uyarıyor. Bu nedenle, bölgedeki deprem gözlem istasyonlarının sayısının artırılması ve verilerin sürekli olarak analiz edilmesi büyük önem taşıyor.
DEPREM NE ZAMAN OLACAK? HAZIRLIKLAR NE DURUMDA?
Prof. Dr. Naci Görür, depremin ne zaman olacağına dair kesin bir tarih vermenin mümkün olmadığını vurgularken, asıl önemli olanın şehirlerin depreme dirençli hale getirilmesi olduğunu söylüyor. Bingöl ve benzeri kentlerdeki binaların deprem güvenliğinin acilen kontrol edilmesi, riskli yapıların güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor. Ayrıca, halkın deprem konusunda bilinçlendirilmesi, acil durum planlarının hazırlanması ve toplanma alanlarının belirlenmesi gibi önlemlerin de ivedilikle alınması gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, deprem bir doğa olayıdır ancak felakete dönüşmesi önlenebilir.
